27 Mayıs
2010
Basinda MYK

Mesleki eğitim 'mini kabine' toplandı




2010-04-13 15:01:39

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile YÖK Başkanvekili Ömer Demir bir araya gelip mesleki eğitimi görüştü.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, yaptıkları çalışmalarla piyasanın ihtiyaçlarına cevap veren bir mesleki eğitimi hedeflediklerini belirterek, ''Biz istiyoruz ki bu ülkede özellikle ilköğretimden sonraki öğrencilerimizin en az yüzde 70'inin mesleki eğitime yönlenmesi ve bir mesleği kazanmış olması, bir altın bilezik sahibi olmasıdır'' dedi.

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile YÖK Başkanvekili Ömer Demir ve ilgili kurumların uzmanlarının katılımıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında, ''Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi İşbirliği Stratejisi Toplantısı'' yapıldı.

Bakan Dinçer, toplantının ardından yaptığı açıklamasında, YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatından sorumlu Devlet Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak, mesleki eğitimin geliştirilmesi ve kurumlar arasındaki işbirliğinin nasıl artırılabileceği konusunda görüştüklerini kaydetti.

Yaklaşık 6 ay önce de aynı bakanlıkların bir toplantı gerçekleştirdiğini ve bu toplantıda mesleki eğitim yapan bütün kurumların meslek standartlarına uygun bir şekilde müfredatlarını gözden geçirmeleri konusunda bir prensip anlaşmasına varıldığını hatırlatan Dinçer, 2009 yılı ağustos ayı itibariyle Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun meslek standartlarını yayınlamaya başladığını, o günden bu güne yaklaşık 100'e yakın mesleğin standardını belirlediklerini ve yayınladıklarını söyledi.

Ömer Dinçer, 2010 yılında ise çok sayıda mesleğin standartlarını yayınlayabilecek bir uygulamayı hızla yürüttüklerini belirterek, meslek standartlarının yayınlanmasında özellikle üzerinde durdukları hususun, piyasa ihtiyaçlarına uygun ve iş adamlarının beklentilerini karşılayacak mesleki niteliklere ve yeterliliğe sahip elemanların yetiştirilmesini sağlamak olduğunu vurguladı.

Mesleki standartların belirlenmesinde piyasa aktörlerinin söz sahibi olduğu uygulamaları yaptıklarını anlatan Dinçer, böylece herhangi bir meslekte, o meslekle ilgili tanımlamaları yapabilmek üzere, o alandaki bütün piyasa aktörlerinin belirlenmiş süreçler içerisinde birlikte çalışarak ürettikleri bir malzeme ve metine ulaştıklarını dile getirdi.

Vardıkları prensip kararı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün kendi mesleki eğitimlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın da İŞKUR vasıtasıyla yapacağı eğitim programlarını bu standartlara uygun olarak düzenlemeyi kabul ettiğini ifade eden Dinçer, oluşturulan teknik uzmanlar heyeti tarafından işbirliğinin nasıl yapılacağı konusunda bir eylem planı hazırlandığını bildirdi.

Bakan Dinçer, mesleki eğitimin geliştirilmesiyle ilgili kurumlar arası işbirliği eylem planının 4 temel amacının bulunduğunu belirterek, bunların, ''Mesleki ve teknik eğitimin iş piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilmesini sağlamak'', ''Eğitim ve İstihdam ilişkisini güçlendirmek'', ''Hayat boyu öğrenmeyi destekleyerek aktif iş gücü piyasası politikalarını etkin olarak uygulamak'' ve ''Mesleksizlik sorununu gidererek iş gücünün istihdam edilebilirliğini artırmak'' olduğunu söyledi.

''9 BİLEŞENİMİZ VAR''

Bu maksatla bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütleri arasında işbirliğini sağlayarak, bu iş birliğinin esaslarını belirleyip uygulayacaklarını kaydeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, eylem planının ana çerçevesini oluşturan 9 bileşeni şöyle ise sıraladı:

''İlk bileşenimiz ulusal yeterlilik çerçevesinin oluşturulması. Diğerleri ise, Ulusal meslek standartlarına göre eğitim ve öğretim programlarının güncellenmesi ve uyumlaştırılması, iş gücü piyasasına ilişkin ihtiyaç analizlerinin periyodik olarak yapılması ve değerlendirilmesi, mesleki ve teknik eğitim ortamlarının iyileştirilmesi, eğiticilerin niteliğinin artırılması ve yeni bir okul yönetim sistemi tasarlanması, mesleki eğitim ve öğretim kurum ve kuruluşlarının onaylanması(akreditasyon), mesleki eğitim, iş gücü hareketliliği ve yeterliliklerle ilgili AB tarafından geliştirilen araçların uygulanmasında işbirliği yapılması, iş gücü yetiştirme kurslarının etkinliğinin artırılmasında işbirliğinin güçlendirilmesi, mesleki ve teknik eğitim mezunlarının ve mesleki yeterlilik belgesi sahiplerinin istihdam edilmelerinde ve iş yeri kurmalarında gerekli teşvik mekanizmalarının oluşturulması, iş yeri açma ile ilgili mevzuat uyumsuzluklarının giderilmesi, mesleki bilgi, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri alanında işbirliği ve mutabakat belgesi kapsamında işbirliği ortamının geliştirilmesi.''

Eylem planını son haliyle gözden geçirdiklerini, daha sonra bu konuyla ilgili bir çalışma daha yürüteceklerini anlatan Ömer Dinçer, eylem planının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için bir izleme ve değerlendirme kurulu oluşturacaklarını bildirdi.

-''MESLEKİ EĞİTİM PİYASANIN İHTİYACINA CEVAP VERMELİ''-

Bakan Dinçer, eylem planıyla ilgili bir soruya, şu yanıtı verdi:

''Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı, kendi vizyonu, kendi yaptığı analizler ve tespitler doğrultusunda oluşturduğu amaçlarını göz önüne alarak müfredatını belirliyordu. YÖK kendi meslek liselerini, hatta bazen üniversiteler bizzat kendi programlarını düzenleyebiliyorlardı. Eğitim sistemimizle alakalı yapılan eleştirilerden biri piyasa ihtiyaçlarına cevap veriyor olmaktan uzak olmasıydı. Bundan sonra piyasanın ihtiyaçlarına uygun olarak tanımladığımız standartları esas alarak müfredatların belirlenme konusunu vurguluyoruz.

Dolayısıyla artık piyasanın ihtiyacına cevap üreten mesleki eğitimi öngörüyoruz. Bütün kurumlar bu konuda hemfikirler. Eylem planında yapacağımız alt yapı çalışmalarıyla Türkiye'de insan kaynakları planlaması yapabileceğimiz bir sonuca doğru gidiyoruz. Eylem planımızın kısa vadeli hedefleri 2011 yılı sonuna kadar. Dolayısıyla 2011 yılı sonuna kadar özellikle YÖK'ün yapacağı çalışmalarla, çalışma hayatına yönelik bizim çalışmalarımızı YÖK'ün iş gücü piyasasına yönelik birlikte yapacağımız analizleri ve YÖK'ün mesleki eğitimde mezunlarıyla alakalı geliştireceği envanter sistemleriyle mevcudu ortaya koyan ve gelecekteki eğilimleri de hesap ederek hangi alanlarda yeteneklere ihtiyaç olduğunu ortaya koyan planlama şansımız olacak. Bir de bu mesleki eğitimi alan ve belgelendirilenlere özel olarak istihdam edilmeleri halinde teşvik sağlayacak bir altyapının oluşturulmasını sağlamak.''

-''BİLİMSEL BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ''-

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, ''Mesleki eğitimde en büyük sorun ne olarak görünüyor şu anda iş dünyasında'' sorusu üzerine, üniversitelerle birlikte bilimsel bir çalışma yürüttüklerini, her kentteki üniversiteleri de sürece dahil ederek o ilde gerçekten ihtiyaç duyulan meslekleri ve açık pozisyonların neler olduğunu tespit ettiklerini ifade etti.

Gençlerin bu alanlarda eğitilirken genel eğitime ve lise eğitimine daha çok ağırlık vermiş olmaları ve belirli bir mesleği öğrenme konusunda zafiyet göstermiş olmaları ya da ilgi göstermemiş olmalarının da ciddi bir sorun olduğunu dile getiren Dinçer, son dönemde alınan tedbirlerle sorunu aşmaya başladıklarını kaydetti.

Bakan Dinçer, ''Biz istiyoruz ki bu ülkede özellikle ilköğretimden sonraki öğrencilerimizin en az yüzde 70'inin mesleki eğitime yönlenmesi ve bir mesleği kazanmış olması, bir altın bilezik sahibi olmasıdır'' dedi.

Belirli bir mesleki yeterliliğe erişmiş olan kişinin belgelendirilmemiş olmasının da sorun olduğuna işaret eden Dinçer, bu belgelerin olmayışının özellikle AB ile ilişkilerde ve istihdamda bir sorun oluşturduğunu, bu süreçte bunun da aşılacağını bildirdi.

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, mesleki eğitim konusunda, ilgili kurumların sürekli diyalog içinde olması, piyasayla sivil toplumla birlikte gelişmelere göre yeni işbirlikleri oluşturması gerektiğini belirtti.

Devlet Bakanı Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile YÖK Başkanvekili Ömer Demir ve ilgili kurumların uzmanlarının katılımıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında ''Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi İşbirliği Stratejisi Toplantısı'' yapıldı.

Toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Yılmaz, 2007-2013 dönemini kapsayan 9. 7 Yıllık Kalkınma Planı'nda temel eksenlerden birinin insan kaynaklarının güçlendirilmesi olduğunu vurgulayarak ''Bugün yapılan çalışmayı doğrudan bu işle ilgili olarak görüyoruz'' dedi.

Bu çalışmanın mesleki eğitim alanında kurumlararası işbirliğini artırmayı hedeflediğini belirten Yılmaz, çalışmanın, Türkiye'nin kalkınması, büyümesi ve rekabet gücünün artması açısından önem taşıdığını kaydetti. Yılmaz, ''Son yıllarda tüm dünyanın tartıştığı istihdam sorununu dikkate aldığımızda yine bu çalışmanın önemi hiçbir şekilde yadsınamaz'' diye konuştu.

Dünyada dinamik bir ekonominin olduğunu söyleyen Yılmaz, hangi meslek dallarına ihtiyaç duyulacağının, yeni trendlerin sürekli tartışıldığını ifade etti. Yılmaz, şunları kaydetti:

''Bu konularda artık bir defada bir karar verip ondan sonra 10 sene bekleyelim gibi bir yaklaşım geçerliliğini tamamen yitirmiş durumda. Bu dinamik ortamda kurumların da sürekli bir şekilde diyalog içinde olması, piyasayla, sivil toplumla birlikte ve gelişmelere göre yeni işbirlikleri oluşturması gerekiyor. Bu anlamda bu atılan adım son derece önemli, olumlu bir adım. Bunun, son yıllarda mesleki eğitime verdiğimiz önemin de bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.''

Konuyla ilgili Devlet Bakanlığı, Milli Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Sanayi ve Ticaret bakanlıkları ile YÖK'ün bütün ilgili kurumlarla, sanayi sektörü ve özel sektörle birlikte bu sürecin içinde yer alacaklarını belirten Yılmaz, böylece meslek standartlarının belirlenmesinden eğitime ve çalışma hayatına kadar zincirin bütün haklarının kapsanmış olacağını, konuya bütünlük içinde yaklaşılacağını anlattı.

Böylece ortak birtakım çalışmalar yapılabileceğini dile getiren Yılmaz, ''Bunun oluşturacağı sinerji ile mesleki eğitim alanında önemli bir ilerleme sağlamış olacağız diye düşünüyorum'' dedi.

''EN ÖNEMLİ GÖREV''

Milli Eğitim Bakanı Çubukçu da Türkiye'nin genç nüfusuna işaret ederek, öğrenci nüfusunun, birçok AB ülkesinin nüfusundan daha fazla olduğunu kaydetti. Bu nedenle gençlerin eğitimin Türkiye'nin istihdam politikalarının yanı sıra, dünyanın her ülkesinde mesleklerini yapabilecek beceriye sahip olması açısından da önem taşıdığını vurgulayan Çubukçu, toplantıda ele alınan eylem planının da bunu öngördüğünü söyledi.

Mesleki eğitimin istihdam politikalarını doğrudan ilgilendirdiğini ifade eden Çubukçu, nitelikli personel yetiştirilmesinin en önemli görevleri olduğunu ifade etti.

Bakanlıkta, mesleki eğitim ders programlarının yenilenmesi, yeni programlar açılması gibi konularda kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Çubukçu, hükümetin mesleki eğitime büyük önem verdiğini, mesleki eğitimin payını genel eğitim içinde artırmaya çalıştığını kaydetti.

Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''2002 yılında göreve geldiğimizde yüzde 28 olan mesleki eğitimin payı, geçen yıl itibarıyla yüzde 45'lere çıktı. Geçen yılki artış yüzde 15.6 idi. Bu çok hızlı bir artıştı. Tabii ki bu anlamlı artışın nedeni yükseköğrenime geçiş sınavındaki katsayı uygulamasına yönelik YÖK'ün almış olduğu karardı. Bu, önümüzdeki yıl nasıl bir sonuç verecek doğrusu bilmiyorum ama geçen yıl alınan kararın bizim öğrenci kayıtlarımızda çok ciddi bir artışa yol açtığını söyleyebilirim.''

Çubukçu, bugün gelinen nokta yürütülen çalışmaların, Milli Eğitim Bakanlığındaki çalışmalara önemli bir ivme kazandıracağını ve mesleki eğitimin gelişmesine katkı sağlayacağını söyledi.

''YENİ MESLEKLER DOĞUYOR''

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün de, bugün önemli bir işbirliği çalışması gerçekleştirildiğini söyledi. Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun, mesleklerin standartlarının belirlenmesi ve yeterliliklerin oluşturulması konusunda önemli çalışmalar yaptığını anlatan Ergün, bu çalışmalar ışığında böyle bir işbirliğinin çok daha önem kazandığını belirtti.

Ergün, hem MEB'in hem de YÖK'ün mesleki eğitim müfredatını oluşturulan yeni standartlara göre gözden geçirmesi ve bu standartlar ışığında bir mesleki eğitim vermesinin, Türk sanayisinin ve iş dünyasının da bu standartlara ulaşmış yeni bir iş gücüne sahip olması açısından önem taşıdığını dile getirdi.

Ergün, şunları kaydetti:

''Standartları oluşturanlar, bu standartlara göre eğitim verenler ve buna göre eğitilmiş insanları istihdam edecek olanların işbirliği içerisinde olması Türkiye için büyük bir kazanım olacaktır. Biz bu işbirliğinden sonra hem azalan mesleklerin hem de yeni ortaya çıkan mesleklerin yeniden bir değerlendirmesini yapma fırsatına da sahip olacağız. Bazı meslekler var, ekonomik gelişmeler nedeniyle sayıları azalmakta ve belki onların standartlarının ve yeterliliklerinin gözden geçirilmesi icap etmektedir. Bunlar bu işbirliğiyle gözden geçirilebilecek. Bir de ekonominin genel akışı içerisinde yeni iş kolları ortaya çıkmaktadır, yeni meslekler doğmaktadır. Bu yeni mesleklerin de bir standarta bağlanması ve ona uygun yeterlilikte insanların yetişmesi için böylesine bir işbirliği büyük önem kazanmaktadır. Türk sanayisi ve iş dünyası olarak bu işbirliğinden büyük bir fayda sağlayacağımızı umuyoruz. Eminim, bu strateji belgesi hayata geçtiğinde Türk ekonomisi, sanayisi ve eğitimi açısından önemli bir nokta yakalanmış olacaktır.''

 

Kaynak: Haber7.com